Arama Sonuçları
Boş arama ile 161 sonuç bulundu
- Protein Tozu Zararlı Mı?
Protein tozu sütten üretilir, sentetik değil, doğaldır. Üretildiği süt ne kadar sağlıklıysa, tozu da o kadar sağlıklıdır. Ülkemizde sporcular arasında büyük bir gündem tutan “protein tozu zararları” konusunu inceleyip, “protein tozu zararlı mı?” sorusuna yanıt verelim. Protein Tozu Zararları: Özet Protein tozu milyonların sofrasındaki ekmekten daha sağlıklıdır. Fakat sütten üretildiği için, derinlemesine incelendiğinde süte bağlı problemleri, birçok protein tozu da taşır. Yani süt içmesi zararlı olan kişi için, protein tozu da sütten üretildiği için zararlıdır. Süt kimi insanlarda alerjiye, sivilceye ve gaz & şişkinlik gibi problemlere neden olabilir. Laktoz alerjisi olanlar izole whey tercih edebilirler. Protein tozları veya protein böbreklere zarar vermez. Fakat böbreklerinde problemleri olan insanların dikkatli protein tüketmesi, dolayısıyla dikkatli protein tozu tüketmesi gerekir. Genel olarak protein tüketmek vücudun pH dengesini asidik yapacağından dolayı, bol su içmek kas geliştirmek isteyen insanlar için faydalı olacaktır. Protein tozu hakkında kalp krizlerinden, yapay kaslardan, sarkan kas oluşturmalardan tutun da; çok hızlı kas yapmalara, anormal büyümelere kadar hurafeler dizilmektedir. Fakat ürünün fayda ve zarar durumları özetlendiği gibidir, sanıldığı kadar aksiyonlu bir supplement değildir. Peynirdir işte yahu! Sonuç: Protein tozunu zararlı göstermek için onlarca sebep sayılabilir. Basit bir google araştırmasında kocaman doktorların yazdıklarını görüp irkilmiş olabilirsiniz. Nihayet olarak protein yemek, yani tavuk veya peynir yemek ne kadar zararlı ise, protein tozu da o kadar zararlıdır. Protein tozu kullanımı ve faydaları makalemizde atıfta bulunduğumuz hiçbir akademik çalışmada da bir soruna rastlanmamıştır. Bu araştırmalar aktif, sağlıklı gençler üzerinde yapılmıştı. Zaten böbrek hastası olan birinin üzerinde araştırma yapmak da pek akıllıca değildir. (Yazar burada iç geçirir: Yüce Allah’ım, bu topraklarda rasyonel bir sporcu olmak için uğraştığımız şeylere bak…) Protein Tozu Böbrekler İçin Zararlı Mı? Protein tozunun böbrekler üzerindeki etkisini anlamamız için aşağıdaki çalışmaları özetleyelim: Sağlıklı böbrekleri olan insanlarda kütlenin 2.8 katına kadar test edilmiş ve olumsuz bir durumla karşılaşılmamıştır ( 1 ). Sağlıklı böbrekleri olan insanlar için protein alımı konusunda pek de endişe edilecek bir durum görünmüyor , fakat protein alımının yavaş yavaş artırılması ve beraberinde bol su tüketimi tavsiye ediliyor ( 2 ). Ancak, protein sağlıklı olmayan böbrekler için kesinlikle sıkıntı oluşturuyor. Bu yüzden alımının kısıtlanması, böbrek sıkıntılarının artmasını yavaşlatabilir ( 3 ). Kilo başına 0,6 gram tavsiye ediliyor ( 4 ). Ancak siz size özel durumları doktorunuza danışın. Aslında olay tam da bu noktada karışıyor, çünkü böbreklerimizin sağlıklı olup olmadığını anlamamız kolay değil. Böbrek problemleri kendisini erkenden göstermiyor. Bu yüzden özellikle fazla protein tüketenlerin böbrek sağlığı konusunda araştırma yapmaları ve idrarda herhangi bir anormallik görenlerin derhal uzman bir hekime danışmaları çok önemli. Böbrek problemleri ciddi bir konu, ölüm sebepleri arasında 9. sırada. Özellikle hayvansal proteinler böbrek sıkıntıları oluşturma noktasında bitkisel proteinlerden çok daha sıkıntılı ( 5 , 6 , 7 ). Anormal bir durum yaşarsanız, normal olan bunu araştırmaktır. Panik yapmak veya bir şeyleri suçlamak değil. Protein Tozu Kalp İçin Zararlı Mı? Protein tozu ve kalp arasında negatif bir ilişki bulunmuyor. Bu konuda TV, gazeteler ve endişeli aileler proteinin; özellikle whey protein tozunun kalbi büyüttüğünü iddia etse de, bu iddia sadece Türkiye sınırları içerisinde biliniyor. Öte yandan American Heart Association’a göre, doymuş yağ içeren protein kaynakları kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir ( 8 ), fakat bu iddialar da son meta-analizde çürütülmüş görünüyor ( 9 ). Yani protein tozu tüketirken kalbinizle ilgili bir endişe duymanıza gerek görünmüyor. Steroid kullanıyorsanız, ya da kullanmayı düşünüyorsanız kalp sağlığı konusunda birçok potansiyel problemle karşılaşabilirsiniz. Bu proteinle, tozla alakalı bir şey değildir. Bu steroid kullanımının, protein tozu sanılmasıyla alakalıdır ve ülkemize ait, Edirne’den ötede duyulmamış bir endişedir. Whey Protein zararlı mı? Tamam, protein sağlıklı insanlar için belki zararlı değil; ancak protein tozu? Çünkü “doğal” değil diyorlar? Protein tozu tıpkı marketten aldığınız her şey gibi, bir besindir. Hormon, ilaç, kimyasal, sentetik bir ürün değildir. Süt ne ise, protein tozu da odur. Eğer süt ile ilgili bir probleminiz yoksa (laktoz alerjisi gibi), protein tozu ile de hiçbir sıkıntınız olmayacaktır. Hatta sütle sıkıntınız varsa, izole whey protein tozu ile süt proteininden faydalanıp, alerjilerinizi tetiklememiş olursunuz ( 11 ). Bu konuda medyada tartışılan her şey , hiçbir bilimsel arkaplanı olmaksızın, cehalet ürünüdür. Nasıl bakanlıktan onaylı peyniri gidip marketten alıyorsanız, yine bakanlıktan onaylı protein tozunu da eczanelerden, mağazalardan, internetten, arkadaşınızdan, spor salonunuzdan vb. alabilirsiniz. Neden Doktorlar Protein Tozu Zararlı Diyor? Bu ifadeyi de bolca duyduk, saygıyla karşılıyoruz. Eğer bu şekilde düşünüyorsanız şunu anlamalısınız: doktor olmanız, hatta direk böbrek doktoru olmanız, protein tozunun ne olduğu hakkında bir şey bildiğinizi garanti etmez. Sürekli yeni bir şey çıkıyor dünyada, ben spor konusunda her şeyi sonsuza kadar bilebilecek miyim? Tabii ki hayır. İnsanlar bu yüzden uzmanlıklarında özelleşiyorlar, sınırlı alanlarda uzman olabiliyorlar, hatta o alanlar bile sürekli değişiyor. Tozun üretiminde, bizlerin ve takip ettiğimiz uzmanların bilmediği ne biliyorlar? Biliyorlarsa neden bunu medyada anlatıyorlar? Bilim yapmanın yeri akademik çalışmalardır, medya spekülasyonu yaratmak bilim değildir! Doktorlar, protein tozu zararları konusunda tam manasıyla saçmalıyorlar ve bu yanıtları vermek biz sporculara kaldığı için biz de üzgünüz. Proteinli Sütler Zararlı Mı? Görüyoruz ki, whey bazlı hazır protein shake diyebileceğiniz proteinli sütler piyasada yaygınlaştı. Haliyle, spor yapan çoğaldı, spor yapan arttıkça küçük protein tozu markaları değil de büyük süt markaları bu duruma uyandılar. Proteinli sütler yaptılar. Bunun aldığınız toz kutusundan ne farkı var? Neden süte kimse bir şey demiyor da, toz “yasaklanmalı” deniyor? Takdiri size bırakıyoruz.
- Progressive Overload Nedir? Nasıl Uygulanır?
Bir egzersiz bilimi konsepti olan progressive overload: düzenli bir şekilde egzersiz miktarının, yoğunluğunun veya sıklığının artışı anlamına gelir. Kas fizyolojisine göre bu model vücudun daha iyi bir noktaya adapte olması için gerekmektedir. Kabaca bu konsepti ifade edecek olursak, milattan önce yaşamış güreşçi Milo’dan bahsetmeliyiz. Milo henüz küçük yaşta, yeni doğmuş bir buzağı yavrusunu kaldırıp taşıyarak antrenman yapmaktadır. Zamanla bu buzağı büyüyüp ağırlaşırken Milo da kuvvetini artırmaya devam etmiştir. Kendini bu şekilde düzenli olarak artan bir zorlamaya maruz bırakan Milo, 6 kez Olimpiyat kazanan çok kuvvetli bir sporcu olmuştur. Kıssadan hisse, biz de Milo gibi kendimizi düzenli olarak zorlarsak, kas geliştirme ve kuvvetlenme konusunda daha iyi adaptasyonlar kazanırız. Bir egzersizde belli bir ağırlığı ilk defa kaldırdıktan sonra birkaç kez tekrarlarsak, artık o bizim için basit hale gelir. Çünkü vücudumuz artık bu zorlanma seviyesine adapte olmuştur. Eğer biz bu zorlanma seviyesinde kalmaya devam edersek, daha da güçlenmemiz için bir sebep olmayacaktır. Vücudumuz zaten bu seviyeyi tanır, belki zayıflamasının önüne geçilir ancak bu bizi daha da öteye götürmez. Dolayısıyla biz vücudumuzun kazandığı adaptasyona karşı, sürdürülebilir ve mantıklı bir şekilde yeni zorlanma seviyeleri yüklemeliyiz. Yani düzenli olarak bir şeyleri zorlaştırmalıyız. Antrenmanın En Önemli Amacı Nedir? Bir antrenman programının yapılma sebebi daha büyük kaslar, daha fazla yağ yakmak, daha çok ağırlık kaldırabilmek veya daha hızlı koşabilmek olabilir. Fakat prensip olarak bunlardan bağımsız olarak bir antrenman programının amacı progressive overload sağlamaktır. Düşünün, zamanla bir konuda daha iyi bir noktaya adaptasyon sağlayamıyoruz. O kısıma geçmemiz ve orda kalıcı olmamız mümkün mü? Örneğin Bench Press’te en iyi 50 kg ile 10 tekrar yapabiliyorduk, aradan 3 ay geçti hala en iyi durumda bunu başarabiliyoruz. Bizim göğüs ve kol kaslarımız neden büyüsün ki? En iyi ihtimalle aynı noktada kalabilir. Eğer göğüs ve kol kaslarımız büyümüş, güçlenmiş olsaydı, zaten 55 kg veya 60 kg yapabiliyor olurduk! Peki bu mantıkla progressive overload doğrudan ağırlıkları artırmak – ya da aynı ağırlıkla daha çok tekrar yapmak – şeklinde yorumlanabilir. Ancak zaten herkes sürekli daha yüksek ağırlıklarla çalışmak ister, ama bu nasıl mümkün olabilir ki? Biz ağırlığı haltere takarız ama kaldıramayız, sonuç hüsran olur. İşte bu yüzden unutulmamalıdır ki progressive overload bir sonuçtur! Sizin doğru antrenman yapmanız doğal olarak bu “yeni seviyelere adaptasyonu” sağlayacaktır. Verimsiz bir antrenman yapıp vücudunuzun dinlenmesine izin vermeden körü körüne zorlamaya çalışmak progressive overload değildir! Antrenmanlara düzenli devam ettiniz ve vücudunuz artık mukavemet kazandı, bravo! Ağırlık veya tekrar artırılabilir. Antrenmanlarımız doğru çalışma prensiplerine göre tamamlandı, bravo! Ağırlık veya tekrar artırılabilir. Bu doğruları yaptığımızda vücudumuz zaten bize “daha fazlasını yapabilirsin” diyecektir. Öte yandan: Antrenmanlara düzenli devam etmedik, bir yaptık, iki yapamadık… Antrenmanları bir şekilde yapsak da, beslenme ve uyku protokollerine yeterince uyamadık… Bir şeyler yaptık ama öyle karman çorman yaptık ki, bir şeyler arttı mı azaldı mı farkına varamadık… Elbette bu durumda zorla daha fazla ağırlık yapmaya çalışmak işe yaramayacaktır. Mantıklı baktığımızda 2 şeyi rasyonel olarak takip edebiliyor olmalıyız: Ne yaptığımızı, ne kadar set – tekrar – ağırlık kullandığımızı, Antrenman, beslenme ve uyku düzenini devamlı sürdürdüğümüzü… Peki biz bunları beceremedik; lakin çok harika bir egzersiz yaptık, hiçbir faydası olabilir mi? Vücut geliştirmede bahsedilen kasları şaşırtmak aslında progressive overload yapmaktır. Kaslarımız farklı hareketler yapınca değil, alışmadığı bir yükleme hacmine maruz kaldığında “şok olur” ve gelişirler. Progressive Overload Nasıl Sağlanır? Bu konunun önemi ve mantığını kavradığımıza göre artık progressive overload yapmanın yöntemlerini inceleyebiliriz. Ağırlık Artırma Eğer doğrudan ağırlık artırma imkanımız varsa, ağırlığı artırmak en verimli progressive overload yöntemidir. Örneğin vucuthocasi 5×5 programında verilen setleri kaliteli bir şekilde tamamlarsak, bir sonraki antrenmanda 2.5 kg artış yapmayı öneriyoruz. Elbette verilen setleri etkili ve doğru formda tamamlayamazsak, ağırlık artırmak mantıklı olmayacaktır. Fakat bir antrenmanı tamamladığımızda, doğal olarak o seviyeye alışacağımız için bir sonraki antrenmanda bu bize daha kolay gelecektir. Daha kolay geldiği anda da hemen bir sonraki sette ağırlığı artırarak yeni bir zorlanma seviyesine girebiliriz. Tekrar Sayısı Artırma Ağırlık artırmak sürekli olarak mümkün olmayabilir. Bazen ekipman yetersizliği, bazen güvenlik sebebiyle ağırlık yerine tekrar sayısını artırmak mantıklı olabilir. Örneğin 100 kg Squat yapan bir sporcu, verimli bir şekilde görevini tamamladıysa, bir sonraki antrenman 102.5 kg ile aynı sete girdiğinde %2.5 artış denemiş olur. Ancak yapısı gereği daha küçük ağırlıklarla çalışılan Biceps Curl hareketinde 10 kg dambılı 12.5 kg yapmaya çalışmak %25 artışı denemektir. %25 artış bir anda pek mümkün olmadığı için burada amaç 10 kg dambıl ile yapılan tekrar sayısını biraz daha zorlamak, belki 1 tekrar daha yapmaya çalışmak olabilir. Elbette bu metotta da zaten gereken tekrar sayısını doğru formda yapıyor olmak gerekmektedir. Set Sayısı Artırma Ağırlık veya tekrar sayısını doğrudan artıramadığımız durumda, vücudumuzun toplam çalışma hacmini artırarak kendini zorlamasını sağlayabiliriz. Örneğin biz 100 kg Squat ile 3 set yapabiliyoruz. Bunu 1 set daha artırırsak, toplam 4 setlik çalışma hacmi yapmış oluruz. Vücudumuz bu durumda da yeni bir adaptasyon kazanmış olacak, belki birkaç antrenman içinde 110 kg ile Squat yapabilecektir. Elbette bu artışların bir limiti vardır ve kontrollü bir şekilde artırmak gerekir. Gördüğünüz üzere nasıl bir yöntem izlersek izleyelim, en başta ne yaptığımıza dair yazılı ve ölçülebilir bir programımız olmalı. Ne yaptığımızı bilmediğimizde, nasıl ağırlık artırabiliriz ki?
- Olmasını Hiç İstemediğiniz Yağlarınızdan Kurtulmanızı Sağlayacak Karnitin
Karnitin Nedir ve Ne İşe Yarar? Halk arasında yağ yakıcı olarak bilinen L-Carnitin , aslında vücudumuzda böbrek ve karaciğerlerde üretilen ve ek olarak sperm hücrelerinde de bulunan bir tür amino asittir. L-Carnitin’in vücudumuzda oynadığı en önemli rol, hücrelerimizde enerji üretiminden sorumlu olan mitokondrilere yağ transferine yardımcı oluyor olmasıdır. Yani, L-Carnitin sayesinde yağlar enerji üretiminde yakıt olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca, L-Carnitin görevini siz egzersiz yaparken de dinlenirken de yapmaktadır; ama yapılan araştırmalar L-Carnitin’in özellikle yoğun egzersizler boyunca daha etkili olduğunu göstermiştir. Supplement piyasasında karnitini, birden fazla formda ve markada bulmanız mümkün. Kimi markalar L-Carnitin’i saf olarak satarken kimileri de çeşitli içeriklerle kombinasyon yaparak satmakta. Hal böyleyken kafalarda, hangi marka ve formdaki L-karnitinin daha etkili olduğu yönünde soru işaretleri oluşmaması mümkün olmamakta. Kafanızdaki soru işaretlerini gidermek adına sizler için, en iyi L-Carnitin alternatiflerini listeledik. SSN Carniflame 3000 mg 20 Ampul Energy Nedir ? %50 ekstra enerji içeren formülü ve yeni aroması ile yenilendi Likit forma sahip olan SSN Carniflame, 20 ampülden oluşan yağ kaybını hızlandırabilecek ürünüdür. SSN Carniflame, termojenik özelliği sahip bir takviyedir. Termojenik özelliği sayesinde metabolizmanız daha hızlı çalışabilir. Hızlanan metabolizma sayesinde vücut daha fazla enerji harcayabilir, yağ kaybını hızlandırabilir ve buna ek olarak daha hızlı çalışmasıyla daha fazla ısı üretebilir. Oluşan fazladan ısı sayesinde yağ kaybını destekleyebilir. Karnitin, önceden tükettiğimiz besinlerin sindirilmesinde görev alan bir takviyedir. Yağ asitlerinin enerji merkezi olan mitokondriye taşınmasında görev alan SSN Carniflame sayesinde enerji üretimi artabilir. Dolaylı yolla da daha verimli antrenmanlar çıkarabilir ve yağ kaybını maksimize etmenize yardımcı olabilir. Kolay kullanımı sebebiyle sporcular tarafından çokça tercih edilen bir üründür. Antrenmandan 15-20dk önce alınması yeterlidir. SSN Carniflame 3000 mg 20 Ampul Energy Nasıl Kullanılır? BAŞLANGIÇ SEVİYESİ: Aktiviteye başlamadan yarım saat önce 1 porsiyon (1 şişe ) olmak üzere günde 1 defa alınız. ORTA SEVİYE: Aktiviteye başlamadan yarım saat önce 1 porsiyon (1 şişe ) olmak üzere günde 1 defa alınız. İLERİ SEVİYE :Aktiviteye başlamadan yarım saat önce 1 porsiyon (1 şişe ) olmak üzere günde 1 defa alınız. Ürünün Öne Çıkan Yanları: Termojenik özelliği Multivitamin Takviyesi Taurin ve Kafein içermesi Krom pikolinat İçeriği Sayesinde İştah Kesici Etki Yeşil Çay Ekstresi ile Yağ Kaybını Hızlandırıcı Özellik
- EN İYİ Pre-Workout Takviyesi
SSN HellFire Pre-Workout 360 Gr. SSN HellFire Pre-Workout 360 Gr. Ahududu & Limon Aromalı Eşsiz içeriği ile SSN HellFire toz formda antrenman öncesi ( PRE-WORKOUT ) ürünüdür. Yoğun fiziksel aktivite dönemlerinde spor yapan kullanıcıların amino asit dengesini korur / arttırır. ENERJİ ve PERFORMANS artışı ile zengin amino asit içeriği, kas gelişme sürecinde sizlere yardımcı olur. SSN HellFire Pre-Workout 360 Gr. Ahududu & Limon Aromalı Ürünün Kullanım Bilgisi ; Günlük 1 porsiyon kullanılması tavsiye edilir. Spordan 30 & 45 dk önce 1 porsiyon ( 2 Ölçek) 300-350 mL su ile karıştırarak alınız. SSN HellFire Pre-Workout 360 Gr. Ahududu & Limon Aromalı Ürünün Dikkat Çeken Özellikleri ; 3000MG L-Alanine 2000MG L-Arginine 1500MG Creatine 1500MG Taurine 210MG Caffeine 200MG L-Tyrosine 20MG Ginseng HELLFIRE Pre-Workout Kompleks içeriğine sahip Vitamin C ve Vitamin B6 ile desteklenmiş sporcu gıdasıdır.
- Gönül Rahatlığı ile Kullanabileceğiniz Piyasadaki En İyi Supplement Markası
Rekk Sporcu Gıdaları 2015 yılında Eskişehir’de kurulmuştur. 2015 yılında kurulan Rekk Sporcu Gıdaları; ONYX markasının ithalatı ile başladığı ticari faaliyetlerini, 2021 yılına kadar SSN ve BPN markalarını da bünyesine kazandırarak güçlendirmiştir. Sports Style Nutrition markası 2017 yılından beri Rekk Sporcu Gıdaları tarafından üretilen bir sporcu gıdası markasıdır. SSN yıllar içinde yapılan efektif yatırımlar ve kalite odaklı üretimi sayesinde ulusal pazarda rakiplerine karşı üstünlük sağlamış ve en çok tercih edilen sporcu gıdası markalarından biri haline gelmiştir. Rekk Sporcu Gıdaları sporcuların ihtiyaç duyacağı tüm gıda takviyelerini üretebilmek adına Ar-Ge çalışmalarına devam etmekte, ürün ve aroma çeşitliliğini sürekli olarak arttırmaktadır. Sports Style Nutrition markasının bünyesinde bulunan tüm ürünler Rekk Sporcu Gıdalarının diğer markalarında olduğu gibi firmanın kendi üretim tesisinde; tamamen hijyenik koşullar altında ve modern üretim teknikleri ile üretilmektedir. Üretilen gıda takviyelerinin hiçbirinde domuz yağı veya domuz katkıları bulunmamakla beraber, Rekk Sporcu Gıdaları tüm marka ve ürünleri HELAL sertifikası ile belgelendirilmiş sayılı firmalardandır. Tüm üretim süreçleri T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından kontrol edilmekte ve ürün satışları ilgili onaylar alındıktan sonra başlamaktadır. Rekk Sporcu Gıdalarının ürettiği ürünlerde en önemli öncelik hammadde kalitesi ve ürünün efektif kullanılabilir durumda olmasıdır. Örneğin ürünlerde kullanılan karbonhidrat çeşidi, Alman Patentli Palatinose™ markalı izomaltülozdur. Üretilen hiçbir ürün soya proteini de dahil olmak üzere herhangi bir bitkisel protein içermemektedir. Firma sahip olduğu kalite standartları çerçevesinde hammadde aldığı tüm noktaları ve tedarik zincirindeki tüm iş ortaklarını takip edip denetlemektedir. Ayrıca aroma tercihlerini doğala özdeş, tatlandırıcılarını ve renklendiricilerini doğal veya doğala özdeş formlarda tercih etmektedir. Tat, lezzet, aktif bileşenler gibi konularda özenli, Türk damak tadı ve alışkanlıklarına uygun tercihler yaparken kendini bu kategorilerde sürekli iyileştirmektedir. Firma çalışmalarını üretim tesisindeki gıda kontrol laboratuvarında, bünyesinde bulunan gıda ve kimya mühendisleri ile yürütmektedir. Ürünler belli periyotlarla tadım, raf ömrü, biyo-yararlanım gibi testlere tabi tutulmakta ve pazara bu testlerden sonra müşterilere sunulmaktadır. Firma 2022 yılında tamamlamayı planladığı yeni bir proje üzerinde çalışmaktadır. Bu amaçla TrainerList Inc.‘ı kurmuştur. Proje; uluslararası çapta Antrenörler ve Spor meraklılarını buluşturan bir platform aracılığıyla VIP müşterilere hizmet vermeyi amaçlamaktadır.




